İstanbul’da trafik polisleri, trafikte seyir halindeki sürücüler için artık tehlike saçıyor. Her gün trafik polislerinin sürücülere haksız olarak kestikleri cezalar, park halindeki araçların yersiz şekilde çekilmesi, araçlar çekilirken araçlara zarar verilmesi, vatandaşlara kötü davranılması yönünde onlarca olay şikâyet konusu ediliyor.
Aracı çekilip hasar gören hatta hakkında haksız ceza işlemi yapılan kişiler için onlarca davayı avukat olarak ben açtım. Açılan bu davalar, yapılan tüm şikâyetler maalesef İstanbul’da trafik polislerinin bu keyfe keder uygulamalarını durduramadı. İstanbul’da trafik polislerinin uygulamaları, toplum için artık çekilmez bir hale gelmiştir. Trafikçilerin bu kadar hukuk tanımaz davranmalarının nedeni çok açıktır. Kolay yoldan Emniyete kaynak temin etmektir. Trafik güvenliğini sağlamak temel amaç değildir.
Israrla cezalar kesiliyor, haksız bir şekilde gelişi güzel güzergâhlarda sürücüleri taciz edercesine trafik uygulamaları yapılıyor. Sürücülerin, trafik polislerinin bu davranışlarına yönelik savcılıklara ve mahkemelere yaptıkları şikâyetler dışında, emniyete, valiliğe, İçişleri Bakanlığı’na idari anlamdaki şikâyetleri de bu haksız uygulamaları sonlandıramıyor.
Trafik hizmetleri, emniyet açısından bir gelir kapısı olarak görülüyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Trafik Denetleme, Trafik Şube, Bölge Trafik gibi farklı farklı birimler vardır. Bu birimler emniyete kaynak sağlamak için birbirleriyle yarışıyorlar. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de her ilçenin emniyet teşkilatını güçlendirme derneği var.
İLÇE EMNİYET DERNEKLERİ
Emniyetin kurmuş olduğu ilçe müdürlükleri bünyesindeki bu dernekler, tamamen göstermelik yapılan tahsilâtların legaliz edildiği sistemdir. Yani vatandaştan para almanın bir yolu olarak kurulmuş derneklerdir. Bu dernekler ilçe emniyet müdürlüklerine bağlı çalışıyorlar.
Müdürler kendi ilçelerinde ne kadar huzur ve güvenliği sağladığı kriteri ile değerlendirilmiyor. Hangi müdür derneğine ne kadar para toplamış, derneğin ne kadar parası var ölçüsüyle değerlendiriliyor.
Derneklerse kendilerine en kolay kaynak olarak park halindeki araçları çekmeyi görüyorlar.
İçişleri Bakanlığı’nın 2011 yılında yayınladığı genelgeye göre, park halindeki araç trafiği engellemiyorsa çekilmeyecek, sadece trafiğin aktığı herhangi bir caddede park edilmiş olması çekilmesi için yeterli değildir. Genelgeye rağmen araçlar hoyratça, düşman malıymış gibi çekiliyor.
Yaklaşık 6 ay önce İnternet Haber Sitesi yazarı Veyis Ateş’in aracı, Şişli de çekilirken çekiciden düşürüldü ve araç pert oldu. Yaptığımız şikâyetler ve açtığımız davalar hala devam ediyor. Ama bu işlemi yapan memur ve çekici çalıştıran dernek, hala aynı işlemi yapmaya devam ediyor. Kimsede yapılan bu kanunsuzluğa dur demiyor.
Ayrıca İstanbul’da trafik vakfına ait çekiciler dışında herhangi bir çekicinin araç çekmesi yasaktır. Bu yasağa rağmen ilçe emniyet müdürlükleri bünyesindeki derneklerin çekicileri birbirleriyle yarışırcasına araç çekiyorlar. Bu dernek çekicileri binlerce araca zarar vermiştir.
İstanbul’da en büyük paranın döndüğü derneklerin başında İlçe Emniyet Müdürlüğü Dernekleri geliyor. Bu paralar denetimsiz ve kontrolsüz bir şekilde kullanılıyor. Derneklere kaynak sağlamak için de trafik polisleri haraç keser gibi milletin üzerine saldırıyor. Gözü dönmüş polislerin ölçü kaide tanımadan para toplama güdüsü ile hareket etmeleri vatandaşı mağdur ediyor. Trafikçiler, vatandaşın yakasını bırakmıyor. Bu derneklerin bir an önce denetim altına alınması gerekiyor.
Trafik kontrolünün ve denetiminin kaynak sağlamak için kullanılmaması gerekiyor. Trafik cezaları ve araç çekme kaynak sağlamanın en kolay yolu olarak görüldüğü sürece trafikçilerin vatandaşa kötü davranmasının önüne geçilemez.
C BÖLGESİ TRAFİK DENETİMİ
İstanbul trafik olarak bölgelere ayrıldığı için Anadolu yakası C bölgesi olarak geçiyor.
Trafik Denetleme Şube Müdürü, Müdür Yardımcıları, kendi personelini sadece ceza için yarıştırdığından dolayı Anadolu Yakası Sahil Yolunda trafik denetim ekipleri terör estiriyor.
Ekiplere baskı yapıldığı için akşama kadar kim daha fazla ceza yazacak diye trafik ekipleri de kafalarına göre işlem yapıyorlar. Olur, olmaz yerlerde trafik denetimi adı altında sürücüleri taciz ediyorlar. Artık bu kontrollerin, yani kontrol adı altında yapılan tacizlerin insan hakları ihlali boyutuna vardığı kuşkusuzdur.
Sivil araçla Anadolu Yakası Sahil yolunda seyir eden her sürücü bu trafik polislerinin zorba davranışlarına her an muhatap olabilir. Hele ki sahil yolunda 199238-326404 sicil numaralı polislerin bulunduğu ekip görev başındaysa hem hayatınız hem aracınız tehlike altındadır.
Meclis gündeminde, otopark mafyası için 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası öngören bir yasa var. Peki otopark mafyası için ceza getirilirken resmi kıyafetli otopark mafyası için bir şey yapılmayacak mı? Trafik çekicileri otoparklar ile ortak çalışıyor. Çekici ile çekilen araçlardan daha fazla otopark parası alınıyor. Onun için otoparkçılar, trafikçiler ile beraber hareket ediyorlar. Birlikte çalışıyorlar.
Bu işbirliği C bölgesinde insanlar için eziyete dönüştürülmüş durumda. Trafikçiler yazdıkları ceza ile taltif ediliyor. Ne kadar ceza o kadar itibar. Ne kadar ceza kesilmişse o kadar başarı elde edilmiş sayılıyor.
Acaba bunlar İl Emniyet Müdürü’nün bilgisi dahilinde mi yapılyor? Yoksa alttakilerin işgüzarlığı mı? Hangisi olursa olsun her iki yönüyle de vahim bir durum var ortada.
İstanbul Emniyeti’nin C Bölgesi, trafik birimi müdüründen memuruna kadar ceza yazma yarışına girmiştir. Bunları, artık birileri durdurmalı.