30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Cumhurbaşkanı Gül’ün Başkomutan sıfatıyla Genelkurmay Karargahı’nda kutlamaları kabul etmesi, Cumhuriyet tarihinin önemli görüntülerinden biri oldu.
Bugüne kadar Zafer Bayramı askere ait bir bayram olarak kutlanırken, ilk defa halka ait bir bayram şeklinde kutlandı. Askeri bir ritüel olarak bilinen kutlamaların, Cumhurbaşkanı tarafından Genelkurmay Karargahı’nda kutlanıyor olması önemli bir durumdur. Asker; TSK’ nın içinde bulunduğu durumun vahim hale geldiğini, artık bu anlayışla işlerin yürüyemeceğini, bugüne kadar yapılan hataların saklandığını, bugünden sonra gelişen teknoloji karşısında hiç bir şeyin gizli saklı kalmayacağını ve değişmesi gerektiğini anlamaya başladı.
Ağustos ayında yapılan Yüksek Askeri Şura toplantısı öncesinde, üç kuvvet komutanı ile birlikte Balyoz darbe girişiminde bulundukları iddiası ile tutuklu bulunan generallerin “haklarını koruyamadıkları” gerekçesiyle istifa eden Genelkurmay Başkanı Koşaner’in istifasının, amaçlanan etkiyi oluşturmaması, sivilleşme harekatının kaçınılmaz olduğunun asker cephesinde de anlaşılmasını sağladı.
Müstafi Genelkurmay Başkanı Koşaner’in internete düşen ses kaydı TSK’nın içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığıyla ortaya koyması açısından önemlidir. Koşaner’in yaptığı konuşma özeleştiri niteliğinde olsa bile, bu konuşmadan TSK’nın askerlik görevi dışında her şeyle uğraştığı, asli işi olan askerlik görevini yapmadığı, milletin değerleriyle mücadele üzerine kurulmuş bir anlayışla hareket ettiği anlaşılıyor. Bugüne dek sürdürülen bu anlayışın devam ettirilmesinin mümkün olmadığını asker de artık anladığından, yeni komuta kademesi sivilleşme sürecine katkıda bulunmaya başladı.
Başlangıç olarak;
27 Nisan e-muhtırası internet sitesinden kaldırdı. 27 Nisan muhtırası, 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçim sürecine müdahaleyi ve Gül’ün seçilmesini önlemek için dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından bizzat kaleme alınmıştı. Bildiri, askerin görüş açıklaması ötesinde, siyasete açık bir şekilde müdahaleydi. Bu bildirinin Genelkurmay Başkanlık sitesinden kaldırılması için bugüne kadar toplumun tüm kesimlerinden gelen talepler göz ardı edilmişti. Yeni Genelkurmay Başkanı’nın, internet sitesinde arşiv temizliği yaparak bu bildiriyi kaldırmış olması önemli bir gelişmedir.
Cumhurbaşkanı Gül’ün 4 yıl önce GATA’da katılmış olduğu mezuniyet töreninde kürsüde konuşan teğmen; sanki başka bir ülkenin Cumhurbaşkanını selamlıyormuş gibi“Cumhurbaşkanı” diye hitap etmişti. Teğmenin bu davranışı silahlı kuvvetlerin Cumhurbaşkanı’na karşı kurumsal tavrının yansımasıydı. Yine 2007 yılında dönemin Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner de, Cumhurbaşkanı’nın türbanlı olan eşinin elini sıkmamak için tören kıtasını terk etmişti. Bu davranışlar TSK’nın halktan ne kadar kopuk olduğunun kanıtı oldu.
Ancak iki gün önce GATA’da yapılan diploma töreninde konuşan teğmen, Abdullah Gül’ü“Cumhurbaşkanım” hitabı ile selamladı.
TSK’da yaşanan bu değişim sürecinin tamamlanması için, yapısal ve yasal değişiklikler yapılmalıdır. Bu değişiklilerin bir kısmı için Anayasa’da düzenleme yapılması gerekiyorsa da önemli bir kısmı için de bugün, hükümetin Meclis’ten aldığı kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini tanıyan kanuna dayanarak yasal düzenlemeler yapabilir.
– Bunların başında TSK İç Hizmet Kanun’un (bugüne kadar tüm cunta hareketlerine dayanak gösterilen) 35. Maddesi kaldırılmalıdır.
– TSK ‘da normal kabul edilen dayak ve kötü muameleyi cezalandıracak nitelikte yasal düzenleme yapılmalı, TSK’nın eğitim müfredatı baştan sona yeniden düzenlenmelidir.
– Kışladaki şüpheli ölümlerin (insan haklarının geçenlerde açıkladığı raporunda; son yirmi yılda yaklaşık 1500 askerin ölümünün şüpheli olduğu) sivil savcılıklarca soruşturulması ve kusuru olanların etkin bir şekilde cezalandırılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
– TSK harcamalarını Sayıştay denetimine açan kanunun etkin bir şekilde uygulanması sağlanmalı ve yönetmelikler çıkarılmalıdır.
– Profesyonel orduya bir an önce geçilmesi için askerin etkisinde ve güdümünde kalınmadan yasal düzenleme yapılmalıdır.
Bu saydıklarımın hiçbiri için anayasa değişikliği yapmaya gerek yoktur.
Değişimin yasal düzenlemelerle tamamlanması gerekir. Kanunla düzenleme yapılmasına gerek duyulmadan, TSK’nın normalleşme süreci için atmış olduğu olumlu adımları devam ettirerek, sürecin hızlanması sağlanabilir.
Bu meyanda asker, Van’ın Özalp ilçesinde Mustafa Muğlalı Kışlasının (1943 yılında Van’da sınır da kaçakçılık yaptıkları gerekçesiyle 33 köylüyü kurşuna dizdirmiştir.) isminin değiştirilmesi, halkın algısında asker imajının düzelmesini sağlar. Asker; türban karşıtı tavrından vazgeçerek, milletin değerlerine saygı duyan, milletle aynı duygu ve düşünceyi paylaşan, milletin askeri olduğunu ortaya koymalıdır. İnançlarını yaşayan insanlara irticacı muamelesi yapmaktan vazgeçtiğini ortaya koymalı. Bu adımların atılması askerin sivilleşme sürecinin tamamlanması için zorunludur.
Asker; milletin demokratik tercihlerini hiçe sayan vesayetçi zihniyetin terk edildiğini, milletle bütünleşen ve barışan bir ordu olarak sivil iktidarın emrinde olduğunu göstermelidir.