ASLOLAN 12 EYLÜL ZİHNİYETİNİ MAHKÛM ETMEK
12 Eylül 1980 darbesinin baş aktörü yargılanıyor. Darbecilere yargı muafiyeti getiren Anayasa’nın geçici 15.maddesinin kaldırılmasının üzerinden uzun 2 yıl geçmeden Evren ve Şahinkaya hakkında dava açılmış olması başlayan yeni sürecin önemli bir aşamasıdır.
İki gün önce başlayan davaya müdahil olmak isteyenler adliye binasına sığmayacak kadar çoktu. Müdahale talebinde bulunanlar 12 Eylül 1980 sürecinde yaşanan olayların öfkesini bugün yaşıyor gibiydi. Çünkü o dönemde yakınlarını kaybeden kendileri, akrabaları, arkadaşları işkencelere maruz kalan türlü hak ihlallerine uğrayan, bugünü dört gözle bekleyenler, öfkelerini hukuk eliyle ortaya koymak için zaman ve zemin bulmuşlardı.
12 Eylül yargılaması tüm kesimler açısından memnun edici bir gelişme. 2010 yılındaki referandumda Anayasa değişikliğine karşı çıkan CHP, MHP, BDP gibi siyasi partiler ile bu değişikliği yapmak isteyen AKP ve kendisine destek veren diğer siyasi partilerin aynı tarafta yer alarak davaya müdahil olmaları, 12 Eylül’ün toplumun birçok kesmini mağdur ettiğinin göstergesidir.
TÜRKİYE İLK DEFA DARBEYİ YARGILIYOR
İddianamenin hukuken doğru olup olmadığı, yargılamanın yapılıp yapılmayacağı, geçici 15.maddenin af mı, geçici dokunulmazlık mı ya da hiçbir koruma zırhı getirmediği tartışmaları yapılsa da, bu tartışmalar teknik hukukla ilgili konulardır.
Darbecilerin yargılanıyor olması bu teknik bakışın çok üstünde bir durumdur. Bu yargılama sonunda Evren ve Şahinkaya’nın hem yaşları hem de sağlık durumları nedeniyle cezaevine girme sonucu çıkmayabilir. Fakat bu dava ile ilk defa darbe fiili Türkiye’de yargılanmış oluyor. Davanın bu özelliği bence daha önemlidir.
Bugüne kadar Türkiye’de başarıya ulaşmış hiçbir darbe yargılama konusu yapılmadı. Yargılama yapılmadığından dolayı da 1960-1971-1980 darbelerinin arka planındaki oyunlar hiçbir zaman aydınlatılamadı. Darbenin gerçek mimarları da ortaya çıkarılamadı. Darbeler hep iç ve dış işbirlikçiler denilerek izah edilmeye çalışıldı. Bir yargılama olmadığından dolayı bu işbirlikçilerin kim olduğu bugüne kadar hiç ortaya çıkmadı.
Bugün 12 Eylül yargılaması bu bilinmezin bilinir hale gelmesi için bir fırsattır. Bu fırsatın heba edilmemesi için dava sulandırılmamalı ve bir şov aracı olarak kullanılmamalıdır. Müdahale talebinde bulunan farklı kesim ve gurupların davayı mecrasından çıkaracak davranışlardan kaçınmaları gerekir.
İŞKENCECİLER CEZASIZ KALMAMALI
Ankara 12.Ağır Ceza Mahkemesi’ne Evren ve Şahinkaya hakkında açılan dava, eski TCK’nın 146.maddesinde belirtilen “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men e cebren teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkum olur” suçundan açılmıştır. Bu davada Anayasa’yı ortadan kaldırma fiili yargılama konusu yapılıyor.
12 Eylül döneminde yaşanan işkencelerin vahşi, hayvani, adice, alçakça olduğu gerçektir. Fakat bu işkenceleri birebir uygulayan ve bunların yapılması için emir verenler hakkında ayrıca soruşturma yapılarak yargılamaları yapılabilir.
Evren ve Şahinkaya hakkındaki davada bireysel olarak işkence gören kişilerin gelip dosyaya müdahil olması ve işkencecilerinin aynı dosya içerisinde yargılanması talebi bu davayı uzatacağı gibi bu dava içerisinde görülmesi de mümkün değildir. Çünkü usül yasamızda mahkemeler iddianamede belirtilen suçu yargılarlar. İddianameye konu edilmemiş fiilleri yargılayamazlar. İddianamedeki fiille bağlıdırlar.
105 yaşındaki Berfo ninenin, Ankara Adliyesi merdivenlerinde sürüklenircesine getirilip bu dava dosyasına müdahil olmasının hiçbir anlamı yoktur. Sadece davanın uzaması ve gerçek konusundan uzaklaşmasına neden olur.Berfo nineye bu zülüm neden yapılıyor anlamakta zorlanıyorum.
DARBE SADECE 5 GENERALİN ESERİ DEĞİL!
12 Eylül darbesi sadece beş generalin gerçekleştirdiği bir eylem değildir. Bu generallerin sivil işbirlikçileri ve destekçileri olmasaydı darbe zemini hazırlanmazdı ve darbe de gerçekleşmezdi
Darbe dönemi işkencecilerinin soruşturularak cezalandırılmaları için mağdurların, suçların işlendiği yerdeki savcılıklara suç duyurusunda bulunarak bir an önce soruşturma açılmasını sağlamaları gerekir. Ancak bu şekilde bir usul izlendiğinde işkenceciler cezasız kalmamış olacaktır. Yoksa Ankara da görülmekte olan ana davada işkenceciler ile ilgili bir sonuç çıkmaz. İşkencecilerde cezasız kalmış olur.
DARBE ZİHNİYETİNİ MAHKÛM ETMEK GEREKİR
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten bugüne kadar darbeler yüzünden demokratik olgunluğa erişemedi. Türkiye’de istenilen ölçüde demokratik bir devlet yapısına bugün bile erişilmemişse bunun nedeni 12 Eylül darbesinin getirmiş olduğu yasaların ve uygulamaların etkinliğinin devam ediyor olmasıdır.
12 Eylül darbesiyle gerçek bir hesaplaşmanın yapılabilmesi için 12 Eylül Anayasası’nın getirmiş olduğu vesayetçi kurumların tamamen kaldırılması gerekir. Darbeyi gerçekleştirenleri cezalandırmak için mahkeme önüne çıkarıp yargılıyoruz. Bu darbeyi yapanların getirmiş olduğu Anayasa’yı değiştirmiyoruz. Bu Anayasa ile 30 yıldır ülkeyi yönetiyoruz. Anayasa’nın getirmiş olduğu vesayetçi kurumların hiçbirine dokunmuyoruz. Bunların başında YÖK, YAŞ, Anayasa Mahkemesi, AYİM, Askeri Yargıtay, MGK vb. kurumları değiştirmeden korumaya devam ediyoruz.
12 Eylül darbesinin getirdiği yasalar ve anlayış halen uygulamada olduğu için AİHM’in vermiş olduğu hak ihlallerinde Türkiye 1.sırada yer alıyor. Yargının kötü işleyişinden dolayı Türkiye’nin almış olduğu mahkumiyet kararları yine 1.sıradadır. Eleştiri konusu yapılan ve Türkiye’nin önüne problem olarak konulan bütün uygulamalar 12 Eylül darbesinin ürünüdür.
12 Eylül darbecilerinin başlayan yargılama süreci darbenin arka planını aydınlatması için bir fırsattır. Bu fırsatın heba edilmemesi gerekir. Bunun için davanın amacının dışına çıkılmaması gerekir. Dav tek başına her şeyi çözmez .Bu dava ile birlikte. 12 Eylül darbesine ait olan Anayasa ve bu bağlamda çıkarılan Türkiye demokrasisinin gelişmesini engelleyen tüm yasaların değiştirilmesi gerekir. Ancak o zaman 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma yapılmış, darbe ve darbeciler cezalandırılmış olur.