Yeni Tüketici Yasası bugün itibariyle yürürlüğe girdi. Türkiye’deki siyasi ve sosyal çalkantılar maalesef vatandaşın hayatına dokunan, bireyi çok yakından ilgilendiren, basit gibi görünen ama önemli meselelerin gündeme gelmesini engelliyor.
Yeni kanun herkesi ilgilendiriyor. Buna rağmen bu haklarımızı bilmiyoruz. Gündelik siyasette çok da hayatımıza dokunmayan konulara gösterdiğimiz ilgiyi temel meselelere gösteremiyoruz. Tüketici olarak bizi, hizmet sunan, ürün satan satıcıya karşı koruyacak yasalara ihtiyaç olduğu kuşkusuz. Tüketicinin korunması ve haklı olarak beklentisini karşılayacak nitelikte satın almayı güvence altına almak da devletin görevidir.
Tüketiciyi koruyan haklar üçüncü nesil haklardan olduğu için toplumumuz bu hakları çok da bilmiyor. İlk olarak 1982 Anayasa’sında anayasal bir güvence olarak yer aldı. Ayrı bir düzenleme olarak da 4077 sayılı Kanun ancak 1995 yılında çıkarılabildi. 4077 sayılı Kanun süreç içerisinde ihtiyaçları karşılamaz hale geldi. İlk defa tüketiciyle ilgili bir yasa çıkarılmıştı ve diğer temel kanunlar olan Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu eski tarihli olduğu için bir türlü paralellik sağlayamıyordu. 2012 yılında Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu sil baştan yapıldığı için bu sefer de 4077 sayılı Kanun geride kalmış oldu.
Bugün yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun geçen sene kasım ayında çıkarıldı. Yürürlük maddesinde 6 aylık süre öngörüldüğü için bugün yürürlüğe girdi.
Tüketici sorunları; bankalar, kredi kartı aidatları ile anılıyordu. Bankaların tüketiciyi hiçe saydığı, keyfi davrandığı sözleşmelerdeki tek taraflı uygulamalar artık sona eriyor. 87 maddelik kanunun hepsini burada değerlendirmek mümkün değil ama önemli düzenlemelere kısa başlıklar altında değineceğim. Mühim olan kamuoyu ve medyanın bu konuda duyarlı davranarak yasanın vatandaşlar tarafından bilinir hale gelmesini sağlaması.
Bankalarla İlgili Düzenlemeler
Bankalar, tüketiciye kredi verirken faiz dışında her türlü ücreti (komisyon, masraf ve hangi ad altında olursa olsun) kalem kalem belirtecek. Bu masraf kalemlerini sözleşmenin ekine ayrı bir kağıt üzerinde yazacak, tüketiciye açıklayacak. Sonra da bir suretini tüketiciye verecek. Sözleşmeyi bu şekilde yapıp tüketiciye vermediği takdirde faiz dışındaki ücretleri talep edemeyecek.
Bugüne kadar bankalar kredi kullandırırken tüketiciye sözleşmenin altına ekledikleri bir senedi imzalatıp bu senedi istedikleri şekilde icraya koyabiliyorlardı. Bundan sonra sözleşmenin altına yerleştirilmiş senedi imzalatamayacaklar. Bu nitelikte imzalatılacak senetler geçersiz olacak. Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, adi kefalet sayılacak.
Bankaların tüketici aleyhine işlettikleri faize de sınırlama getiriliyor. Artık tüketici işlemlerinde bileşik faiz uygulanmayacak. Faize faiz uygulaması dönemi kapandı. Daha önce tüketici krediyi ödemediği an icra takibi yapıldığında işlenmiş faize de faiz işletiliyordu. Bir türlü borcu bitmiyordu. Bankalar bir nevi tefeci gibi tüketiciyi sömürüyordu. Artık bu da sona erdi.
Bankalar aidatı olmayan kredi kartı çıkarmak zorunda. Tüketici de bu kredi kartını alıp kullandığında artık bankaya herhangi bir kart aidatı, kart işletim ücreti gibi ücretler ödemeyecek. Bugüne kadar kullanılmayan kredi kartlarına da bankalar yıllık aidat alıyordu. Bundan sonra aidat alamayacak.
Makette Daire Satışları Dönemi Sona Eriyor
Halk arasında “maket üzerinde daire satışı” olarak bilinen, daire henüz ortada yokken yapılan konut satışları da yeni kanunda detaylı bir şekilde düzenlenmiş. Kanunun dördüncü bölümünde bu konu “ön ödemeli konut satışı” başlığı altında yer almış.
Kanuna göre yapı ruhsatı alınmadan tüketicilerle ön ödemeli konut satışı sözleşmesi yapılamaz. Satış sözleşmesi muhakkak tapu siciline tescil edilecek. Satış vaadi sözleşmesi ise noterde yapılması zorunlu. Noterde yapılmayan bir sözleşmeye dayanarak satıcı tüketiciden para isteyemez. Eğer böyle bir sözleşme yapılmışsa ve tüketici de sözleşme kapsamında ödemelerini yapıp sorumluluğunu yerine getirmişse, satıcı yani inşaat firması sözleşmenin geçersizliğini hiçbir şekilde tüketici aleyhine ileri süremez.
Maket üzerinde satış işlemi yapılırken tüketiciye sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce inşaat firması tarafından bilgilendirme formu verilmek zorunda. Amaç, tüketicinin aldığı daire ile ilgili hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde bilgilendirmeyi sağlamak ve hayali satışları önlemek.
Maketteki satışlara teminat olsun diye inşaat firması dairelerin bitirilmesini garanti edecek “bina tamamlama sigortasını” yapmak zorunda. Bina tamamlama sigortası hiçbir şekilde iflas masasına dahil edilemez, tasfiye edilemez, haczolunamaz ve üstüne tedbir konulamaz. Yani sigorta kapsamındaki hak tamamen tüketicinin aldığı dairenin tamamlanmaması karşılığında daireyi satın alana ödenecek tazminat için kullanılacak.
Tüketici ön ödemeli daire satışı sözleşmesini yaptıktan sona hiçbir gerekçe göstermeden ve herhangi bir cezai şart ödemeden 14 gün içinde sözleşmeyi fesih hakkına sahip. Artık “sözleşme imzaladınız, senet verdiniz, vazgeçerseniz paranız yanar, senedinizi icraya koyarız.”dönemi geride kaldı. Sözleşme feshini zorlaştıran firmalara önemli cezalar getiriliyor. Eğer tüketici ön ödeme sözleşmesi ile birlikte kredi de kullanmışsa bu kredi sözleşmesi, cayma hakkı olan 14 günden sonra yürürlüğe girecek. Satış Sözleşmenin feshiyle birlikte kredi sözleşmesi de feshedilmiş sayılacak.
Ön ödemeli konut satışlarında daire teslimleri sözleşmeden itibaren 36 ay ile sınırlandırılıyor. 36 ay içerisinde teslim edilmezse tüketici isterse sözleşmeyi feshedebilir ve satıcıdan bütün zararlarını talep edebilir.
Sözleşmeden kaynaklı ayıp 5 yıllık zamanaşımına tabi. 5 yıl içerisinde ayıp iddiası ileri sürülebilir. Ayıp, ağır kusur ya da hile ile satıcı tarafından gizlenmişse zamanaşımı işlemez, ayıp iddiası her zaman ileri sürülebilir. İnşaat firmaları artık inşaatlarını kaliteli yapmak zorunda. Kalitesiz yaptığı inşaatın bozulması halinde 5 yıl süresince bundan sorumlu tutulacak.
Ön ödemeli konut satışı bölümü 40 ve 46. Maddeler arasında düzenlenmiş, ciddi ve önemsenmesi gereken haklar öngörüyor. Konutzedelerin ortaya çıkmasını önleyecek sıkı kurallar getirildi. Bu yasayla temel atmadan vatandaştan para toplayıp inşaat yapma dönemi sona eriyor.
Tüketici, Bu Haklarını Nerelerde Arayacak?
Tüketici Kanunu 68. Maddesinde Tüketici Hakem Heyetleri düzenlenmiş. Tüketici, ikametinin bulunduğu ya da işlemin yapıldığı yerdeki Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilir. 2 bin liraya kadar olan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, 3 bin liraya kadar olan uyuşmazlıklarda ise il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. 3 bin lira üzerindeki rakamlarda Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurulamaz. Direkt Tüketici Mahkemelerinde dava açılabilir. Tüketici Hakem Heyetlerine ve Tüketici Mahkemelerine yapılacak başvurular harçtan muaftır.
Hakkın kullanımı konusunda tüketiciyi bilgilendirmek için yasaya bir madde daha eklenmiş. Buna göre radyo ve televizyonlar ayda 15 dakikadan az olmamak üzere tüketiciyi bilinçlendirici programlar yapacak. Bu da kanunun, “tüketiciyi korumaya yönelik bilinçlendirme” amacına hizmet eden bir yenilik olarak karşımıza çıkıyor.
Yeni Tüketici Yasası tüketici lehine Avrupa standartlarında düzenlemeler içeriyor. Tüketicinin birçok sorununa çözüm getirilmiş, çözüm mercileri belirlenmiş. Bakalım yasa, uygulayıcıların elinde nasıl sonuçlanacak?